Başkan Berna Sefer; “Aşılanmayan Çocuklar” Toplumsal Bağışıklığı Etkiliyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Uluslararası Afganistanlı Kadınlar Dernek Başkanı Berna Sefer; Türkiye’de yaşayan düzenli ve düzensiz Türk Soylu vatandaşların ciddi sıkıntılar çektiğini, ailelerin parçalandığını, özellikle İstanbul geneli sıkıntılar yaşandığını belirterek, Afganistanlı erkeklerin deport edilerek çocukların babasız, kadınların ise geçim sıkıntısı çekerek hayatta kalmaya çalıştıklarını açıkladı.

Deport Edilen Baba, Geride Kalanlar için Ciddi Sıkıntılar Oluşturuyor

Uluslararası Afganistanlı Kadınlar Dernek Başkanı Berna Sefer, Zeytinburnu Gündem’e yaptığı açıklamasında, Afganistanlı Türk Soydaşların sıkıntılar içerisinde olduğunu, Taliban hükümetinin yeni pasaport vermemesinden kaynaklı problemlerin her geçen gün arttığını söyledi. Yetkililerin biran önce  çözüme kavuşacak çareler bulunmasını talep etti.

Başkan Sefer, “Uluslararası Afganistanlı Kadınlar Derneği olarak Türkiye’de yaşayan hemşehrilerimiz ile alakalı sorunları çözmek için yola çıkmış durumdayız. Elimizden gelen desteği sağlıyoruz. Hem hukuki anlamda hem de kişisel anlamda. Bizim derneğimize gelen müracaat eden herkese destek oluyoruz. Türkiye’ye gelmiş Afganistanlı “Türk Soylu” hemşehrilerimizin başlıca sorunlarından bir tanesi, kimliksizlik problemi. Yani ikamet iznin olması olmaması. Uluslararası koruma belgesinin olmaması. Ya da ikamet izni olup da sonradan iptal edilmiş olması. İstanbul üzerinde özellikle çok büyük bir problem. Çünkü ikamet izni olmayan hemşehrilerimiz, burada sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlar. Ya da herhangi bir devlet hizmetinden yararlanamıyorlar. Dışarıda, sokakta herhangi bir emniyetin ya da polisin bir sorgulamasını GBT sorgulamasın da karşılaştıkları zaman kimlikleri olmadığı için ikametleri olmadığı için bunlar polis merkezlerine önce götürülüyor. Sonrasın da geri gönderme merkezlerine sevk ediliyor. Bu kişilerin burada aileleri var mı?  çocukları var mı? Geçindirdikleri ya da burada sahip çıktıkları birileri var mı, yok mu?  Bu durumu gözetmeksizin  sınır dışı ediliyor. Bu kişiler sınır dışı olduğu zaman özellikle erkekler üzerinde konuşuyorum bunu ailenin babası sınır dışı olduğu zaman ikameti olmadığı için hanımı çocukları ya da burada annesi babası kalıyor. Bu kişiler de burada sahipsiz kalmak zorunda oluyor. E sahipsiz kalınca ne oluyor. Bura da çocuklar babasız büyümek zorunda kalıyor. Kadınlar çalışamaz durumda özellikle küçük çocukları bulunan kadınlar çalışamıyor. Ve de aile bütünlüğü bozulmuş  durumda oluyor. Biz de bu konuyla alakalı dernek olarak çalışmalarımızı yapıyoruz. Hem gerek göç idaresiyle, gerek emniyetle, gerek İçişleri Bakanlığı’yla görüşmeler yaptık. Konsolosluklarımızla, Büyükelçiliğimizle görüşmeler yaptık. Çözüm önerilerimizi sunduk. Daha fazla çözüm önerileri üzerinde duruyoruz. Derneğimize gelip müracaat edenlerin çok büyük bir kısmı kadınlardan oluşuyor. Kadınların eşleri deport olduğu için bizden gelip maddi yardım erzak yardımı ya da diğer yardım taleplerinde bulunuyorlar. Ya da hukuki yardımlar destekleri istiyorlar. Biz de gücümüz ve imkanlarımız ölçüsünde destek olmaya çalışıyoruz. 1 gün 2 gün 1 ay1 yıl yardım etsek bile devamında bu kişilerin eşleri burada olmadığı için kendilerini geçindiremiyorlar. E geçindiremediği için de daha büyük problemlerle karşılaşıyorlar.”

Aşılanmayan Çocuklar Toplumsal Bağışıklığı Etkiliyor

“E sağlık hizmetlerinden yararlanamadıkları için ikameti olmayan hemşehrilerimizin özellikle çocuklar hastalandığı zaman ya da yeni doğan çocukların aşılanmadığı için toplumsal bağışıklığımız etkileniyor. Sadece Afganistanlı Türk Soylu Hemşehrilerimiz üzerinden değil,bağışıklık sistemi çöktüğü zaman ya da toplumsal bağışıklık çöktüğü zaman sokakta o çocukların oynadığı diğer çocuklar ya da mahallede, bakkala, markete gittiği zaman temas ettikleri diğer insanlara da, bu hastalıklar geçebiliyor. Kızamık gibi su çiçeği gibi folyo gibi hastalıklar yine günümüzde artmaya başlamış durumda. Bunun sebebi nedir aşılanmamış çocuklardır. Ne oldu şu anda Suriye’den olsun, Afganistan’dan olsun ya da farklı ülkelerden Türkiye’ye yoğun bir düzensiz göç var. Bu düzensiz göç sebebiyle yol üzerinde kaptıkları hastalıklar olabilir ya da buraya gelip yerleştikleri zaman yaşadıkları diğer sağlık problemleri olabilir. Kronikleştiği için daha fazla hastalıkların yayılmasına sebep oluyorlar.”

Uluslararası Koruma Belgesi Verilerek, Düzensiz Göç Düzenli Hale Gelebilir

“Bu konularla ilgili benim çözüm önerim şudur ki, Uluslararası koruma belgesi ve  ikamet izni verilerek bu insanların belli şehirlerde belli ilçelerde ve yahut da nüfusu Türkiye geneli grup grup dağıtarak onların orada yaşamasını sağlamak. Uluslararası koruma belgesi verildiği zaman örneğin Amasya ilinde verildiği zaman o kişinin orda öncelikle bir iş imkanının olması lazım. İş kurs aracılığıyla olabilir. Göç idaresi aracılığıyla olabilir. Bu kişilerin orda istihdam edilmesine yönelik bir çalışma yapılabilir. Ne olacaktır evin babası, o şehirde para kazandığı sürece ailesiyle beraber İstanbul’a taşınmak istemeyecektir. Ya da büyükşehirlere gitmek istemeyecektir. Bu da hem İstanbul’daki nüfus yoğunluğunu azaltacaktır hem de küçük şehirlerdeki üretimi artıracaktır. Bu sağlanırsa eğer ki düzensiz göçü düzenli bir hale getirmiş oluruz. Ya da kişilerin İstanbul’da icra ettiği mesleklerin onlara iş yeri açmak isteyenlere belki destek verilebilir. Yahut da Türk bir ortak yanında olması şartıyla 1 dükkan 1 mağaza ya da 1 atölye açması konusunda destekler verilebilir.”

Çocukların Eğitimi için Gerekli Önlemler Alınmalıdır

“Eğitimin devamlılığı içinde çocuklar eğitim  alamadığından dolayı ikametsiz veya da Uluslararası koruma belgesi olmadığı sahibi olmadıkları için bunların da daha eğitim alabilmeleri için farklı kurumlar açılabilir. Dil bariyerlerinden dolayı öncelikle ufak 1 eğitimden geçtikten sonra karma olarak diğer okullara Milli Eğitim’in diğer okullarına bunlar gönderilerek eğitime katılabilirler. Uluslararası koruma sahibi olanların kendi şehirlerinde tutulursa bu büyük göç olayı sorunu çözülmüş olacaktır.

Taliban Hükümeti Yeni Pasaport vermeyerek ailelerin Paramparça olmasına neden oluyor

“Benim de devlet büyüklerimizden ricam talebim şudur ki sadece benim değil emin olun ki bütün dernek başkanlarımızın bütün kanaat önderlerimizin devletimizden isteği şudur ki: Hemşerilerimize özellikle Türk soylu hemşehrilerimize destek olunması bu konuda onlara bir öncelik tanınmasıdır. Çünkü bizim konuştuğumuz dil Türkçe. Bizim konuştuğumuz dil Özbekçe. Bizim konuştuğumuz dil Türkmence. Bizim konuştuğumuz dil Kazakça. Zaten biz Türk soyluyuz. Biz zaten bizim olmayan bir ülkeye gelmedik. Biz zaten vatanımız olan hemşehrilerimizin yanına geldik. Türkiye bizim zaten bir vatanımız. Afganistan’dan, Özbekistan’dan gelmiş olsa da hangi ülke olduğu fark etmek sizin kendisini Türk hisseden kişi ben Türk’üm diyebiliyorsa o zaten bir Türk’tür. Türk vatandaşlığı verilmese bile insani ikamet ve uluslararası koruma belgesi verilmesi gerekir. Onlara destek çıkılması gerekir. Sadece Türkiye Devleti’nde yaşadığımız sorunlar değil biliyorsunuz ki, Taliban hükümetinin gelmesiyle birlikte birçok problemler yaşamaya başladık. Türkiye’de Büyük Elçiliğimiz ya da Başkonsolosluğumuz ikisinde de pasaport problemimiz var. İkameti olan ya da olmayan pasaport alamıyorlar. Taliban hükümeti tarafından Türkiye’ye kişi yasal gelmiş yani düzenli göç kapsamında bu kişi. Fakat pasaportunun süresini uzatamadığı için yeni doğan çocuğuna pasaport alamadığı için ikamet izni alamıyor. İkamet izni alamadığı için de  çocukları yine hastanelerden yada aşılardan yararlanamıyor. Bu da çok büyük bir problem. Bununla alakalı ya Türkiye Devleti’nin acil seyahat belgesini en azından yeni pasaport gelene kadar pasaportlar tekrar dağıtılmaya başlanana kadar pasaport yerine geçtiğini kabul edip ikamet izlerini uzatması veyahut da farklı bir çözüm bulunması. En azından bu süre zarfında ikamet izinleri  pasaport şartı aranmadan uzatılmasını talep ediyorum. Çünkü düzenli göç kapsamında olan kileri  düzensiz göçe düşürdüğünüz zaman bu kişilerin zaten gidecek bir yerleri yok. Neden çünkü bunlar zaten bir şekilde savaştan, yokluktan, açlıktan, zulümden, eğitimsizlikten kaçıp gelmiş insanlar. Tekrar bu insanları sen git bu zulmün içine sen git bu savaşın içine diyemeyiz. Bu insanlık dışıdır. Ailelerin bütünlüğünü bozamayız. Ya da şu anda ikamet izni iptal eden 2 yaşında,3 yaşında çocuklar var. Ya da ikamet izni hiç alamamış, annesinin babasının ikamet izni olup da hiç çocuğu ikamet izni alamamış aileler var. Yani bunlar bir zaman sonra 10 yaşına 15 yaşına 18-20 yaşına geldiği zaman ne olacak bunlar. Bunlar okula gitmez ise, sağlıktan yararlanmazsa ,devlette bir güvencesi olmadığı zaman ne olacak bu çocuklar..?”

Özel Haber: Zeytinburnugundem

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Zeytinburnu Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!