“VATANDAŞA ‘İLLALLAH’ DEDİRTTİLER”
Konuşmasının başında, yerel seçimler için Eyüpsultan’da Özmen ve Zeytinburnu’nda da Soytürk destek isteyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi: “Gerçek bir kentsel dönüşüm projesine imza atıyoruz. ‘Gerçek’ diye üstüne basa basa vurguluyorum. Çünkü, kentsel dönüşümün sahtesini de yapıyorlar. Bu sahtesi meselesi önemli. Her ne kadar birazcık esprili gibi olsa da ne yazık ki, kısmen bu sahte meselesini vatandaşlarımıza yaşatıyorlar. Kimin yaptığını aslında siz çok iyi biliyorsunuz. Gerçek kentsel dönüşüm, insanları güvende hissettirir. Huzurlu ve mutlu eder. Sahte kentsel dönüşüm ise, insanları mağdur eder. İstanbul’un deprem gibi çok önemli bir sorunu var. Bunu hepimiz biliyoruz. Şunu da söylemek gerekir: Tabii bu sorunun çözümlerinden birisi olması gereken kentsel dönüşümün, bu şehirde, bu arkadaşlar yüzünden kendisi de bir soruna dönüştü. Yani kentsel dönüşüm deyince, bir sorun yumağı hissediliyor. Bunun sebepleri var. Eğer sahte işler yaparsanız, insanları aldatırsanız, insanlara kentsel dönüşüm diye sadece İstanbul’un özellikle göz önünde bulunan Marmara Denizi kıyılarını, lüks konutlarla yığın haline getirirseniz, Fikirtepe gibi çok kötü bir talihsizliği yaşatırsanız insanları ne yazık ki kentsel dönüşümden soğutursunuz. Ve bir nevi illallah dedirtir. Olayın özeti budur.”
“VATANDAŞI SIRTINDAN HANÇERLEDİLER”
“Plansız, programsız çalıştıkları, vatandaşın halinden anlamadıkları için, büyük mağduriyetlere yol açtılar. Bu süreç, böyle işledi. İstanbulluları evlerinden, semtlerinden ettiler. Ve bir rant mücadelesi, bir rant kavgası, bir rant müzakeresine döndü. Bu yarım kalmış projelerle, evsiz bırakılan insanlara dönüştü. Bina bazlı yerinde dönüşümle, vatandaşla müteahhidi baş başa bıraktılar. Bu konuda yaşanan bu tür sorunları sadece seyrettiler. Biz biliyoruz. Bu milletten yıllarca deprem vergileri alındı hem de milyarlarca dolar. Vatandaş sesini çıkaramadı. Her şeye rağmen hükümetine, belediyesine güvenen insanlar, bu güvenlerinde ne yazık ki sıkıntı gördüler. Ama onlar, bu güveni iyi yönetemediler. Vatandaşı, bir nevi kapalı devre bir ortam yönettikleri için, yalnız ve çaresiz bıraktılar. Bakın; deprem toplanma alanlarını imara açtılar. Bir nevi, vatandaşı sırtından hançerlediler. Vatandaşa ihtiyacı olan konutları yapmak yerine, hala rezerv alan ilan ettikleri askeri alanlarda, yüzde 85’in üzerinde oranda lüks konut üretiyorlar. Rezidanslar üretiyorlar. Yine o rezerv alan dedikleri alanları çarçur ederek, vatandaşı sırtından hançerlediler. Vatandaşın kentsel dönüşüm adı altında bunca ihanete imza atan insanlara, asla inancı olacağını ben düşünmüyorum.”